top of page

İlişkileri Sadeleştirmek

  • Gökhan Avcı
  • 2 Ara 2019
  • 3 dakikada okunur

“Yüzlerce kişi tanıyorum.”

“Benim bir milyon takipçim var biliyor musun?”

“Çevrem çok geniş.”

“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?”

gibi onlarca farklı cümle ile karşı karşıya kalabilirsiniz.


Peki ne demek bu?

Çok kişi tanımak ya da çevrenin geniş olması sana ne güç katıyor?

Yüzbinlerce takipçisi olan fenomenler, takipçilerine cevap vermek için ne kadar vakit harcıyorlar?

Her bir yoruma tek tek cevap vermek kaç saat harcıyor?


Ya da şu tarafında bakalım; fenomensiniz ve bir telefon ekranına her gün saatlerce yazarak ve dokunarak vakit harcıyorsunuz.

Peki telefon dışında ne kadar vakitleri kalıyor?

Ardından sosyal medyanın etkisinden kurtulup ilişkilerini ne kadar yaşayabiliyorlar?

Daha da önemlisi yaratmış olduğumuz avatarlar bizi ne kadar yansıtıyor? Paylaştıklarımız bizim hayatımızın ne kadarı ile örtüşüyor?

Takip ettiğimiz hesapların hepsi bizi ne kadar tanıyor?

Ya da biz takip ettiklerimizi ne kadar tanıyoruz?


Bu konu hakkında sorulacak o kadar çok soru var ki… Fakat hepsini sorarak yazıyı daha sıkıcı hale getirmek istemiyorum. Çünkü minimalist yaşamı benimsememizdeki esas amaç hayatımızın her noktasında verimli ve katma değer üreten dönüşümler sağlamak. Bu yüzden en çok vakit harcadığımız ve bizim için değerli olan kişiler ile ilişkilerimize değinmek istedim. İlişkilerimizde yaratacağımız verimli dönüşümler bizim için çok kıymetli olan vakti daha iyi değerlendirmemizi sağlayacak. Bunun için ilişki alanlarımızı net bir şekilde tanımlamamız gerekli. Aşağıdaki gibi bir ayrıma gitmek bizi algımızı oldukça basitleştirecektir.


Çekirdek çevremiz:

Bizim, ailemiz ve yakın dostlarımız tarafından oluşturulan alandır. Oldukça özeldir. Korumacı olduğumuz ve aynı zamanda da korunmayı beklediğimiz bir alandır. Kabaca 5 kişiden bahsedebiliriz. Bir çok kez duyduğunuz “insan en yakınındaki 5 kişinin ortalamasıdır.” tanım da buradan gelmektedir.


Yakın çevremiz:

Sık görüştüğünüz, sevdiğiniz, yakınında olmasını hep istediğiniz değerli kişilerdir. Bu çevrenin de kabaca 15-50 kişi arasında değişkenlik gösterdiğini paylaşabilirim. Aslında temel iletişim alanıdır. Onlar sık sık bir araya gelmekten mutluluk duyarsınız. Çoğu zaman “arkadaş buluşmaları” dediğimizi kalabalık ortamlarda bu çevrenin yarısını ya da çeyreğini görebiliriz.


Tanıdıklarımız:

Kabaca buna da instagram çevremiz diyebiliriz. Şu ana kadar ki hayatımızda bir şekilde iletişim kurduğumuz ya da tanıdığımız kişilerin tümünü tanımlar. En kalabalık ve karanlık olan alan budur. Esas sadeleştirme bu alan içinde yapılmalıdır.


Genel alan:

İlişki kurmadığımız tüm alanı kapsar. Bir yanda da ilişki kurma ihtimalimizde var. Aslında bir anlamda ilişki potansiyelleri barındırır.


Her şeyden önce tüm bu katmanları tek tek değerlendirerek işe başlayalım. Her bir gruptaki kişileri kabaca ayıralım ve doğru kişileri doğru katmanlara taşıyalım. Çünkü her katmana detaylıca baktığınızda; verimsiz, unutulmuş, yıpranmış ya da örtüşmeyen ilişkiler olduğunu göreceksiniz.


Bu ilişkileri incelerken öncelikli olarak size Robin Dunbar adlı bir antrapologun ilişkiler hakkında çalışmalarından bahsetmek isterim. Kabaca paylaşmak gerekirse Robin Dunbar primatlar arasındaki ilişkileri inceliyor. Yaptığı araştırmalarda primatların ilişki kurma kapasitelerinin beyin neocortexinin kapasitesi ile doğru orantılı olduğunu keşfediyor. Bu sayının insan harici primatlarda birbirlerini hatırlayabilme, tımar edebilme, besin paylaşma ve en önemlisi bir topluluk kurabilme yetenekleri ile şekillendiğini paylaşıyor. Bu sayının insanlarda 148 olduğunu fakat topluluktaki insanların yeteneklerine göre maksimum 230’a kadar büyüyebildiğini paylaşıyor Robin Dunbar. Bu sayının üzerindeki topluluklarda ise topluluğun dönüşmeye başladığını; bölündüğünü, iktidar ilişkilerinin ya da otoritelerin oluşmaya başladığını iletiyor. Yapılan arkeolojik keşiflerde bunu destekler nitelikte zaten. İlk yerleştik hayat tecrübelerinin yaklaşık 150 kişilik gruplarda oluştuğu paylaşılıyor. Bu sayı yaşamsal sürdürülebilirlik için de oldukça önemli olsa gerek ki ilk ve orta çağ dönemindeki ordular genellikle 150’şerli guruplar halinde örgütlendiğini biliyoruz. Bu yüzden anlamlı ilişki yönetilebilecek kişi sayısının 150 olduğu söyleyen Robin Dunbar’a atfen bu sayıya “dunbar sayısı” deniyor.


Tüm aydınlatıcı Dunbar çalışmaları ve ilişki katmanları neticesinde kendi ilişkilerimizde baktığımız eminim bir çok çelişki göreceğiz. Ki bu çelişkilerin büyük bir çoğunluğu da dijital dünyada apaçık karşımıza çıkacak. Pasif durumda olan, yıpranmış, güncelliğini ya da anlamını yitirmiş ya da hiç tanımadığımız onlarca ilişki göreceğiz. Gecikmeden bunlardan hemen kurtulmak ya da optimize etmek gerekli. Öncelikli olarak “çekirdek” ve “yakın” çevremizi tek tek ayıklayarak tekrardan yapılandırmak işimizi oldukça kolaylaştıracaktır. Kaldı ki bu kitle bizim hayatımıza en etkili olandır. Ardından çok takipçi/takip ilizyonunu unutup tanıdıklarımız ile olan ilişkilerimizi tekrar inşaa etmek gerek.


İlişkilerimizi yeniden gözden geçirirken lütfen dikkat edelim. Özellikle de ilk iki kapsamda olan yakın çevremizdeki insanları oldukça detaylı inceleyelim. Bu ilişkilerde bizi yıpratan ya da geren kişileri iyi tayin edelim. Bu kişileri kazanmanın çok zor olduğundan eminim. Fakat bu kişlerin dönüşmesini bekleyerek kendinizi sıkışmış dünyaya hapsetmeyin. Hızlıca bu ilişkilerden kurtulmak için çabalamayın. Açık bir bir şekilde bu kişiler ile iletişim kurum. Onların sizin hayatınızdaki büyük etkisini onlara hissettirin. Onların önemli olduğunu... Fakat onların size pozitif değer yaratmadığını samimiyetle ve onları kırmadan paylaşın. Sonrasında bu diyalogu "şiddetsiz iletişim" kavramını hep göz önünde bulundurarak sık sık devam ettirin. Eğer düzelme var ise bu değerli kişileri bir kez daha kazanmış olacaksınız. Aksi durumda beklemeden bu kişileri birincil (çekirden ya da yakın) çevrenizden çıkartın/uzaklaştırın.


Emin olun bu ayıklama size çok iyi gelecek. İsraf edilemeyecek kadar çok değerli zamanınızı, size değer katan dostlarınızla geçirmeniz hayatınızı dönüştürecektir.


Bizi biz yapan en önemli şey ilişkilerimiz. İlişkilerimizde yapacağımız her türlü verimlileştirme ya da zenginleştirme anında hayatımıza yansıyacaktır. Ve bu konuda cesur olmanızı içten bir şekilde öneririm.


“Dost iki vücutta yaşayan bir ruh, iki ruhta yaşayan bir vücuttur.” Demiş Aristo…

 
 
 

Commentaires


bottom of page